Ankara..
Aslında amacım Ankara'da yeni bir yaşam kurmak değil ama iş ile ilgili yapmak istediğim değişiklikler yolumu Ankara'ya çeviriyor...henüz yolun başındayım,sınavların sonucu neyi gösterir bilmiyorum
belki bambaşka işler veya şehirlerde bulacağım kendimi,henüz kestirmek güç...bildiğim ; değişikliklere açığım
yeni bir başlangıç yapmak için yola çıktım,bunun sonucunda şehrimi de evimi de değiştirmeyi göze aldığım..
Ankara biraz korkutuyor aslında beni,nedenini sorguluyorum sık sık..Yalnız yaşamaktan mı korkuyorsun ,Ankara'da yaşamaktan mı?
Evet yalnız yaşamaktan biraz tırsıyorum,çünkü evde annem ,kardeşim varken gece yarısı acaba kapı kilitli mi,camlar kapalı mı,gelen tıkırtı bizim mutfaktan mı, sokak çok mu karanlık diye düşünmüyorum
Sessizlik büyüyor yalnızlıkla beraber,karanlıkların rengi koyulaşıyor...
Hem tek başıma olayım istiyorum hem de ailenin sağladığı güven,şefkat,sevgi gibi hiçbir lüksten de vazgeçmek istemiyorum,vazgeçemiyorum
Boşuna dememişler her tercih bir vazgeçiştir diye...
Hangisi ağır basacak bunu zamanı gelince göreceğiz sanki bi başına olmak bu aralar önde gidiyor...
Ankara'nın da çağrıştırdığı hüzünler var,kuzen,dayıoğlu Serdar orda vefat etti,ne zaman Ankara bahsi geçse önce o gelir aklıma...ne kadar soğuk ne kadar yalnız bir şehir...
Merak edip internetten bile baktım Ankara'da yaşamaktan nasıl bahsediyorlar diye...Seveni de çok sevmeyeni de...Hiç uzun zaman geçirmedim Ankara'da,zorunlu gidiş gelişlerim oldu günübirlik,sevmek için bahanem de olmadı.Gri binalarlar kaplı,kışı ve her daim geceleri sabahları soğuk,yolları karışık,kuralsız,havası kirli,insanları mesafeli,monoton bir şehir canlanıyor gözümde...
İstanbulu sevmek için sebep aramadım,hiçbir zorluğu rahatsız etmedi,zahmet gelmedi,katlanmadım ,bu kelime bile vefasızlık gibi geldi İstanbul'a...iyi yanları kötü yanları diye hesap kitap yapmadan sevdim,olduğu gibi.
Uzaktan tahminlerde bulunmaktansa yaşayıp görmeli sanırım :)