Boşluk

Bazen o kadar sesli düşünüyorum ki, taşıyor söylediklerim
Taşanların bir kısmı buraya düşüyor bir kısmı boşluğa

Uzayda bir yerde duruyorsa bu sesler ,ilerde bir gün karşıma çıkarsa
en çok kendime gülerim

kaytarmak şahane ,nedenler bahane...

Bu notuma eminim sık sık ilavelerim olacak,aklıma geldikçe yazıyorum.

Ders çalışırken birden aklıma gelen işlervar.Aklıma gelmekler kalmıyorlar,  dersten geçerli bir kaytarma nedeni bulmanın hafifliği ile bunları yapıyorum...

Sonsuz evrende bir kesit

Doğum günlerimizi neden kutladığımızı bilmiyorum.
Ben kutlamak istemiyorum.Doğum günümü kutlamayan arkadaşlarıma da asla kızmam.Birilerinin beni önemseyerek yazmış,aramış,güzel dileklerde bulunmuş olması tabi ki hoşuma gidiyor ama sonsuz bir hayatta ve evrende bizim manasızca yıllara bölünmüş ömrümüzün tekrar eden günlerinde biraraya gelip yaşasın ben doğmuşum demek bana ters geliyor.Evet biraz megolamanlık ve narsistlik barındırıyor bence bu hareket,o yüzden korkuyorum kutlamaktan...

Gönlümdeki Osman Hamdi Bey


"Gönlümdeki Osman Hamdi Bey adlı oyun, ünlü ressamın hayatından önemli kesitlerin sunarken, onun hiç bilinmeyen yönlerini, sanatçı kişiliğini, aile yaşantısını, arkadaşlık ilişkilerini ve aşklarını anlatıyor"


Oyunu Reşat Nuri sahnesinde izledim.

Kızım

İlhan İrem'in kızım şarkısı çok duygulandırır beni, kendi kızı için yazdığını sanmıştım çünkü çok gerçek gelir şarkı.Meğer arkadaşının kızı için yazılmış nette okuduğuma göre.
Tebrik ediyorum bir kez daha.Başkasının acısını bu kadar içselleştirerek anlatabildiği ve bize de yansıtabildiği için.

Kavuşma

Her bayramda özellikle arefe günleri ,uzakta kabirlerinde ziyaret bekleyen yakınlarımı yalnız bırakmanın üzüntüsünü yaşıyorum...hele de babamı.
Her ayrılığın bir kavuşması var,bizimkinin de olacak inşallah

Sessizlik büyüyor yalnızlıkla beraber,karanlıkların rengi koyulaşıyor...

Ankara..
Aslında amacım Ankara'da yeni bir yaşam kurmak değil ama iş ile ilgili yapmak istediğim değişiklikler yolumu Ankara'ya çeviriyor...henüz yolun başındayım,sınavların sonucu neyi gösterir bilmiyorum
belki bambaşka işler veya şehirlerde bulacağım kendimi,henüz kestirmek güç...bildiğim ; değişikliklere açığım
yeni bir başlangıç yapmak için yola çıktım,bunun sonucunda şehrimi de evimi de değiştirmeyi göze aldığım..
Ankara biraz korkutuyor aslında beni,nedenini sorguluyorum sık sık..Yalnız yaşamaktan mı korkuyorsun ,Ankara'da yaşamaktan mı?

ne olur

yolumu kaybedersem bir gün
sen çıkma karşıma
ne olur
yolumu sen sanarım

Gönlümüzü bağladığımız, tenhalarda adını andığımız can!

"Hani, üzerinden mevsimler geçse de sevgilinin mahallesine yolunuz düştüğünde
burnunuzun direği sızlar ya, gelip geçerken günler, günlerin efendisi olan Cuma'ya her uğradığında
öylesi bir hüzün kaplar yüreğimizi...

Yazarının gördüğü gibi:
Zamanın bütün çeşmelerini açık unutmuş gibiyiz. Biz zamanın peşinde koşadururken boşa akıp gidiyor bütün saatler...
İnsan olmaya hiç sıra gelmeden, tükeniyor göğüslerde geriye sayan nefesler... Kalmadı hayatın, insanın, vaktin, ne hayrı, ne bereketi...

Vakt-i şerife, ömr-ü azize yeniden bereket kazandırmak için,
sevgilinin gül cemalini aynı aynadan temaşa için,
vesile-i şefaat ümidiyle
Mektubun sonuna adını düşürdüğümüz kitabı temin edesin, başucunda dursun, uykuya mihman olmadan evvel
güç yetirebilirsen, son sözün "yâd-ı hayali yâr" olsun ya huu

Ya ilahî, bu meclisin sırlıları hürmetine,
bizleri bir ucu Sana varan böylesi bir muhabbet meclisinin bendesi eylediğin gibi
bizleri seninle işiten, seninle gören, seninle konuşan, seninle yürüyen, her amelini seninle işleyen,
cüz’î iradesini aldığın, külli iradenin cazibesiyle üzerinde tasarrufta bulunduğun kullarından eyleyiver ya huu"


[umutrehberi.com]

vazgeçiş

bir sürü yol bir sürü sokak var
geçip gidiyorum önlerinden
karanlıktan  korkarım
dönüp duruyorum aynının başında
oturuyorum köşede
bakıyorum uzunca
başım ellerimin arasında
kalıyorum öylece
gidemem
...
korkarım gelemem
ya beklerim başında usulca
ya da çeker giderim...

İlhan İrem ve can

İlhan İrem konserini benden daha iyi anlatan bir paylaşım,canyoldaştan gelsin;

"entry öncesi uyarı; bu entry savrukluk içerir...*

reklam geçidi bittiğinde huşû içinde ilhan irem'in beklendiği konser.
iki sene hasretinde, yemyeşil bir deniz, ali veli maria, sen bilirsin, şartlı refleks eksikliğini hissettiren konser olmuştur.
gerçi ilhan irem sabaha kadar söylese yetmeyecektir, bitsin istenmeyecektir ya, neyse...
yine de, bir kez daha gördüm ki, sadece konuşamıyorum, anlasana, haydi sil gözlerini ve işte hayat için bile gidilesi konserdir; bu kısım ilhan irem vardı noldu ona'cılar içindir.
bir de söylemeden geçemeyeceğim; konuşamıyorum eşlikçilerini görünce, bunca konuşamayan dillense neler neler olacak fikri de kafamdaki boş düşünce balonunda gidip gelmedi değil...
en nihayetinde, gecenin özü benim için işte hayat'ta gizliydi. şarkının sonlan-a-mayışında; zaman her şeyi...siliyor, silmiyor ikileminde...
"zaman neyi silip neyi silmeyeceğini çok iyi biliyor"* sözünün arkasına sığdırdığı seyirci güzellemesi çok nazikti: "silseydi bu güzellikler burada olur muydu"*
son söz; konser takvimi uydukça (bkz: #29845090), biletleri kaçırılmayacak isimlerdendir ilhan irem. siyahlarının içindeki ışığından nasiplenmek adına...
(sakindokunmayinbana, 23.09.2012 02:11)"

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=22+eyl%C3%BCl+2012+ilhan+irem+konseri

İlhan İrem ile İstanbul'da Aşk

Özlenene kavuştuğunuzda nasıl sızlarsa burnumuzun direği,istemsiz akarsa gözyaşları
İlhan İrem'in 22 Eylül'de Kuruçeşme Arena 'da İstanbul'da Aşk  konserinde öyle aktı yaşlarım...
İki senelik hasret vardı katlanarak büyüyen..
Hasret bitti ,aynı gece tekrar başladı gün saymalar bir sonraki kavuşma için..
Bu seneki konserinin ilk bölümünde söylediği şarkılarıyla bana hissettirdiği,ülke gündemi dolayısıyla
yaşadığı kırgınlık,öfke,kızgınlık ,reddediş,isyan ama yine de her daim umut
konserden birgün önce Balyoz sonuçlanmıştı,verilen ağır cezalar moralini bozmuş olmalı
askeri vesayetin savunucusu olduğunu sanmıyorum ama anti demokratik uygulamaların varlığından şikayetçi görünüyor,konsere gelenlere hep bir ağızdan tüm haksızlıklara "Hayır" gitti...
ilk bölümdeki şarkıları biraz sitem,kırgınlık kokan  ruh hallerini hissettirdi,ikinci bölümde kült şarkılarıyla coşturdu ,çoşturdu...
konserde ayakta izleyenler arasında kokteyl havasında sohbet edenler de vardı,İlhan İrem' e yapılan haksızlık gibi geldi sohbet havası...üstelik rahatsız da etti ama İlhan İrem'in konserine gelen herkese karşı bir sempati besliyorum :) çok da kızamıyorum ...
Bir diğer mevzu da ,İlhan İrem'in eserlerine şarkı diyerek onları değerinden daha az bir özellikle niteliyor gibi hissediyorum.Diğer dinlediklerimiz şarkıysa İlhan İreminkiler değil,çünkü o kadar büyük ve derin bir paylaşım ki benim için, tek kelime karşılığını vermiyor...
Korkuyorum bir gün İlhan İrem yine ortadan kaybolursa ve bir daha göremezsek diye
kaybetme korkusunu yaşamak hissetmek de güzel aslında
Konserin en güzel yanlarından biri de,birbuçuk sene ders aldığım neyzen Hüseyin Özkılıç'ın da orkestrada olmasıydı,geçen sene de vardı ama bu sene daha ağırlıklı olarak neye yer verilmiş görünüyordu
Hiç bitmese dediğiniz anlar ,saatler vardır ya,benim için de öyle bir geceydi
Tekrar birgün kavuşmak dileğiyle
Neden onu dinlemeyi bu kadar çok sevdiğimi açıklayabilmek de başka bir yazıya kısmet olur inşallah

kısmetse gidelim...

Bu sene gitmek istediğim oyunları yazdım kısa kısa;   şehir tiyatrosu oyunlarından
devlete henüz bakmadım, ordan da çıkar inşallah
isimleri ve konularını http://www.ibb.gov.tr/sites/sehirtiyatrolari/tr-TR/Sayfalar/Oyun.aspx?oyunid=363
adresinden aldım
oyunlardan fragmanlar koymaları çok iyi olmuş,bazen konusu ilgisi çeken  oyundan görüntüler sizin beklentilerinizin karşılanıp karşılanmayacağı konusunda fikir veriyor..
yeni oyunlarda fragman yok doğal olarak, bu sene iki yeni oyun var
DAR AYAKKABIYLA YAŞAMAK ve VİŞNE BAHÇESİ
Yeni oyunlardan Vişne Bahçesine gitmek istiyorum özellikle konusu klasik olmasına rağmen Çehov olması ve daha önce bildiğim kadarıyla Ferhan Şensoy tiyatrosunda uzun dönem oynandı,çok güzel bir oyun olduğunu duymuştum o dönemde ama kısmet olmamıştı gitmek.
Gerçi ikisini izleyip yorum farkını görebilmek zevkli olabilirdi.



HEDDA GABLER
Burjuva hayatının garantilerine sığınarak yaşayan Hedda Gabler, bu nedenle hayatında çok büyük ödünler vermiş, istikrarı seçmiş, aşkı yaşamayı ve üretkenliği reddetmiştir. Sevgiden değil sıkıntıdan evlenmiştir. Kocası güvenilir bir insandır ama bir bilgin olarak parlak değildir. Bir gün ortaya büyük bir tutku yaşadığı ve risklerle dolu hayatı olduğu için reddettiği eski sevgilisi çıkar. Hem de lisede saçlarını çekip durduğu, basit bulduğu bir kız arkadaşının desteğiyle kocasını yerinden sarsacak müthiş bir kitap yayınlamak üzeredir...