Yürek Yanığı
Samiha Ayverdi
Yürek Yanığı
Anladım, ben sensiz olamayacağım ey Yürek Yanığı…
Yeryüzünde senden başka hiçbir anahtar şu önünde beklediğim kapıyı açmıyor.
Gel. Gel de gönlümün içinde dön ve bana o muhteşem kapıyı açıp ardına daya.
https://www.youtube.com/watch?v=pcP9P4xdxe8
Geceyi ürpertip coşturan ben değilim, sensin ey Yürek Yanığı. O gece ki; elimde hırpalanmaktan bezmiş gibi. Bak işte vakitsiz kaçmaya uğraşıyor.
Bense ölüm dirim boğuşuna düşmüşler misali isyanla teslimiyetin çalkantısı arasında onu sımsıkı tutuyorum. Kollarımı boynuna doluyor, kulağına da kimseye söylemediğim kelâmı fısıldıyorum.
Ama belki de güneş sırma saçaklı perdesini ağır ağır kaldıracak ve ona altın telli kaftanını giydirip yalvarsam da yakarsam da yine elimden alıp götürecek.
Bu gece dağları sırtıma yüklesem ağırlık duymayacağım.
Göklere tırmanıp yıldızdan yıldıza atlasam yorgunluk çekmeyeceğim.
Kainatı kucaklayıp göğsümde ezsem kanmayacağım, doymayacağım. Zira bütün haşmetinle canevime geleceğin tuttu ey Yürek Yanığı.
Dünya dünya olalı seni anlatmak, beyana getirmek için kainatın dudakları kurumuş, nefesi kesilmiştir. Ne çare ki, anlatanla dinleyen dertle derman gibi hep birbirileriyle nizada, hep birbirilerine yabancı kalmışlardır.
Kulağıma bir ses çalınıyor. Esâretine gönül verdiğim için beni kınayanlar olduğunu duyuyorum. Haklı haksız diye iki ayrı renk ispat etmekten utanır olduktan sonra ne diye gam çekeyim.
Yeryüzünün endazeleriyle ölçüp biçenlere nasıl hak verilmez. Acaba onlara sana esir olduktan sonra âzâdlığın tadına dudak değdirdiğimi söylesem mi dersin, ey Yürek Yanığı?
Su, dere içindeki taşın etrafında nasıl fıkır fıkır kaynar, köpürür, döner, kıvrılır, kıvranır, düğümlenir olur ama yine de çözülüp süzülerek akarsa; ben de seni yerinden sökmek istercesine sarsar, tartaklar fakat saplandığın yerden bir adım bile kımıldamadan mağlup ve yorgun yoluma devam ederim, ey Gönül Yanığı…
Samihâ Ayverdi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.