Yaşamak-Cahit Zarifoğlu
Bu arada kendimle kalınca sakin ol diyorum
ama ne zamana kadar
Yaşamak
bu kaçıncı gecedir kendi kendime onunla konuşuyorum
geçmiş acılı günlerin tartışmasını yapıyorum
anlatıyor ve bütün yanlış anlaşılmaları, haksızlıkları düzeltiyor,onları yeni baştan yaşanacak bir zamanın önüne
getiriyorum
konuşuyorum onunla
boş zamanlarımda da değil
günlük çalışmalar sırasında ama gören olmuyor bu yaptığımı
dış görünüşüm ele vermiyor beni
kısa ya da uzun yürüyüşlerde oluyor nedense daha çok
bir dalgınlığa koyulma gibi başlıyor
arkadaşlarımı bilmiyorum ama yürüyüşler çok verimli benim için
hem dışarıda görünüyorsun hem içeriye kaybolabiliyorsun
ayak seslerinin biraz arkasında az bir gayretle bir benzemeden dolayı başka bir ses duyulmaya başlıyor
adi adıma geçilince bir çözülme ayak seslerinin birbirine ve oraya buraya çarpması
bir dağınıklık başlıyor
ama biraz dikkat edince o dip sesin kaybolmadığını,görünüşte sadece beraberliğin bir parça dağıldığını
zira işin içine sesin sahiplerinin mizaçlarının karıştığını bir nevi cezbenin başladığını görüyor
kendime dair düşüncelerim kayboluyor,ve bu mizaçların sahiplerine,yüzlerine bakıyorum
tanıyorum bu insanları ve görüyorum ki
seslerine sahip çıkıyor değiller
ve bilmiyorlar
ve daha birçok günlük olay ve eşyanın hemen arkasında kullanmakta olduğum zamana en yakın bir biçimde
beraberliklerimizi düşünüyorum
haşa, marifetli olsaydı derecemle övünürdüm
bir gün biri çıkar insanları ölçmek için mesnetleri ne olursa olsun aşık olup olmadıklarını sorarsa
anlamaya muvaffak edildiği bir ince güzelliğin hakkını kullanıyor demektir
elimizdeki tüm işleri bırakıp evlerde,parklarda,yollarda öbek öbek toplanıp dağbaşlarında omuz omuza yaslanarak düşünelim
hiç aşık olduk mu?
neye aşık olduk ?
onu nası karşıladık ?
onun ilk niyetiyle donduk kaldık mı?
yoksa ilk nimet gözlerimiz onun gizlediği daha büyük bir nimete mi açtı ?
ve ikincisi üçünçüsüne
ve böylece gide gide gerçek marifetle gelebildik mi iç içe ?
oysa ben neler düşünüyorum
diyorum ki
gururumun bu kadar incinmesine dayanmamalıydım
işte başıma gelen
daha başlangıçta takılıp kalmışım bile
böyle olacağına,insan arkasının gelmeyeceğini bile bile birkaç zavallı lirasını ihtiyacı olanlarla bölüşebildiğini düşünüp böbürlensin daha iyi
niye yazıyorum ki bunları
içimiz bir dolap değil ki açıp bakalım açıp gösterelim
yine de anlatıyoruz
bizi fark edince eşyalarının arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım
gelecektim ama daha kötü bir hatıram olsun istemedim
ona böyle yazdım,
merhametle bakarak gülümsedim
görünüşü acımayı da zorlaştırıyor insana
nereye varacağı belli olmayan kendi sağlığım taşınmaz bir yük oluyor
hayret
o da gülümsüyor
yine demiyorum
bakıyor
fakat bu defa sanki o değil
peki ben kimim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.